top of page

Çayla Zenginleşen Ruhlar

Güncelleme tarihi: 6 Haz


Book of Tea
Okakuro Kakuzo'nun yazdığı Çay Kitabı, çayın sadece bir içecek değil felsefe olduğunun da ispatı...

Okakura Kakuzo, 1863-1913 yılları arasında yaşamış bir Japon bilim insanı, aynı zamanda sanat eleştirmeni. Avrupa, ABD, Çin ve Hindistan gibi ülkelerde Japon geleneksel sanatlarının nasıl izler bıraktığını araştırmış. Batı düşüncesinin en hâkim olduğu zamanlarda, doğu düşüncesini savunan çalışmalar yapmış. Japonlar, kültür miraslarına sahip çıkma konusunda örnek milletlerden biridir. Kakuzo da bu yönde epey yazı yazmış, kitaplar yayınlamış. Bunlardan biri de Çay Kitabı.



Orijnal adı The Book of Tea olan bu kitap, Japonya dışında da çok sevilmiş ve her çay tutkununun bir süre başından hiç eksik olmamış. Türkiye’deki çay severlerin de ilgi gösterdiği kitapta çayla ilgili önemli bilgiler ve çay kültürüne dair çok güzel ifadeler var. Zamanında bir ilaç olarak bile kullanılan çaya dair önemli verilere ulaşan Kakuzo, çayizm felsefesini de okurlara zevkle anlatıyor. İçinde estetik, hijyen, ekonomi, ahlak gibi pek çok alanın yer bulduğu bu felsefe Japon mimarisinden, çiçekçiliğinden ve Japoncadan da yararlanmış.



Doğulu bir bilim insanının özellikle batılılar için yazdığı bir eser Çay Kitabı. Zen ve Taozim gibi inançlarla beslediği çalışmasını batılılar için daha okunabilir kılmak adına İngilizce yazmış. Zaten İngilizceyi, doğu kültürünü batıda da savunabilmek için genç yaşında öğrenmiş. Çay sevgisinin Japonlara hayata dair neler öğrettiğini oldukça sürükleyici biçimde anlatan Okakura Kakuzo, Japon kültüründeki basitlik anlayışının ve tevazunun, gücünü çaydan aldığını söylüyor.



İşte kitaptan birkaç alıntı:



“Gündelik dilimizde, kişisel dramanın yarı ciddi yarı şaka yönlerine duyarsız olan insanlara 'çaysız' deriz. Yine benzer şekilde, sıradan trajediye tamamen duyarsız olup, özgürlüğe kavuşma duygularıyla ayaklanma çıkaranlara da 'çayı fazla kaçmış' deriz.”



"Kendilerinde önemli noktaların eksikliğini hissedemeyenler, önemsiz noktalardaki büyüklüğü de görmezden gelirler.”



“Çay, saflığa ve arınmaya tapmanın bahanesi oldu; ev sahibinin ve konuğun dünyevilik içinde mümkün olabilecek güzelliği ortaya çıkarmak için bir araya geldikleri kutsal bir ritüel haline geldi. Çay odaları, varoluşun kasvetli çölünde, sanat severliğin ortak pınarından içebilmek için yorgun gezginlerin bir araya gelebildikleri bir vaha idi. Seremoni, ana fikri çay, çiçekler ve tablolar üzerine örülmüş doğaçlama bir tiyatrodur. Ne odanın nüansını bozacak bir renk ne nesnelerin ritmini bozacak bir ses ne ahenk üzerine empoze edilecek bir jest ne de ortamın birliğini kıracak bir kelime... Tüm hareketler çay seremonisinin amacına uygun olarak basitçe ve doğal olarak yerine getirilmeliydi ve gariptir ki genelde de bu konuda başarılı olunurdu. Her şeyin altında kurnaz bir felsefe yatmaktaydı: Çayizm, Taoizm'in kılık değiştirmiş bir haliydi.”



"Yaşama sanatı çevremizde sürekli kendimizi adapte edip, onunla uyum içinde olmaktır. Taoizm dünyayı olduğu gibi kabul eder; Konfüçyüsçülük ve Budizm'in aksine, dünyamızın güzelliğini endişe ve üzüntünün içinde bulmaya çalışır.”



“Çayizme dair tüm idealler Zen'in yaşamın en küçük olaylarında bile mükemmeli görme algısından kaynaklanmaktadır. Taoizm, estetik ideallerin temelini oluşturmuş, Zen de onları hayata geçirmiştir."



“Sanatçı ruhların özgürce birleşmesi için mümkün olan tek fırsat bu odaydı. Harika bir sanat eseri karşısında daimyo, samuray ve sıradan halk arasında bir ayrım yoktu. Günümüzde tüm dünyaya hâkim olan sanayileşme, gerçek arınmayı her geçen gün gittikçe zorlaştırıyor. Acaba günümüzde çay odasına her zamankinden daha fazla mı ihtiyacımız var?”



"Klasik mimari ve iç dekorasyonda tamamen devrim yapmışlar ve 16. yüzyıldan sonra yapılan sarayları ve manastırları etkileyerek yeni bir tarz yaratmışlardır... Japonya'nın tüm ünlü çay bahçeleri çay ustaları tarafından düzenlenmiştir. Çanak çömleğimiz çay ustalarına ilham vermiş olmasaydı muhtemelen bugünkü mertebeye ulaşamazdı. Çünlü çay seremonilerinde kullanılan çanak çömleklerin yapımı çok ince işçilik ve zekâ gerektirmektedir... Tekstil fabrikalarının çoğu renklerini ve desenlerini tasarlayan çay ustalarının adını taşımaktadır. Doğruyu söylemek gerekirse, çay ustalarımızın dehasının izlerini taşımayan bir sanat dalı bulmak imkânsızdır. Resme ve vernik sanatına yaptıkları muazzam katkıdan bahsetmeye gerek bile yok.”



“Büyük çay ustalarının son anları da hayatları gibi enfes bir zarafetle doluydu. Her zaman evrenin içindeki ritimle uyumlu olmak için çabalamış olduklarından bilinmeyene gitmeye hazırdılar.”

6 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page